Prof. Dr. NACI GÖRÜR İSTANBUL’DA KANALİZASYON VE BAZI BARAJLAR DEPREM İÇİN HAZIR DEĞİL
BİLİM Akademisi Üyesi Yer Bilimcisi Prof. Dr. Naci Görür, İstanbul’da yaşanabilecek olası depremle ilgili yeni uyarıda bulundu. Görer, deprem öncesi alınması gereken önlemlerin eksikliğine değinerek yetkililere seslendi. prof. Dr. Bu atık ve molozları uluslararası standartlara uygun bir şekilde bertaraf etmezseniz, bu atıklar uzun vadede en az depremler kadar insanların hastalıktan ölmesine neden olabilir. Bakıyor, 20 yılda Türkiye’yi sarsıntılara dayanıklı hale getirebiliriz. Türkiye’nin tamamını depreme dayanıklı hale getirebiliriz. Erzincan, Bingöl ve Karlıova arasında 7.4 büyüklüğünde deprem bekliyoruz. En son deprem 1790’larda oldu. Bingöl Karlıova ile Bingöl Göynük arasında 7.2 büyüklüğünde deprem meydana gelebilir. Güneydoğu Anadolu’da özellikle Adıyaman ve Hakkari’nin ortasında o bindirme kuşağında bir miktar sıkışma olmuş olabileceğini söyledi.
ALTYAPIYI DENETLEMELİ VE DEPREM’E DAYANIKLI HALE GETİRMELİ
prof. Dr. Naci Görür, İstanbul’u depreme dayanıklı hale getirmenin yollarını anlattı. prof. Dr. Görüyor ki, öncelikle halkı bilgilendirmek, bilinçlendirmek ve bu sarsıntıya hazırlık içine sokmak gerekiyor. İnsanların cesaretlendirilmesi gerekiyor. Devlet ve belediyenin kol kola bu sorunu aşmasını sağlamak gerekiyor. Bu, alışılmış insanları güçlendirerek, eğiterek ve bilgilendirerek başarılabilir. Altyapının yenilenmesi ve darbelere dayanıklı hale getirilmesi gerekiyor. Altyapı söz konusu olduğunda yolların, köprülerin, viyadüklerin, tünellerin, barajların, kanalizasyon şebekelerinin, içme suyu şebekelerinin, doğalgaz şebekelerinin hepsinin depreme hazır olması gerekiyor. Bazı yapılar depreme hazır olabilir ama emin olmak gerekiyor. Örneğin İstanbul’daki kanalizasyon sisteminin depreme hazır olmadığını biliyoruz, bazı barajların da depreme hazır olmadığını biliyoruz. Sallama sırasında bir şekilde zarar göreceğini biliyoruz. Bu nedenle deprem olmadan önce bunların tespit edilerek güçlendirilmesi ve gerekirse bir kısmının yapılması gerektiğini söyledi.
DOĞRU İMHA ETMEZSENİZ EN AZ BİR BETON KADAR İNSANLARIN ÖLÜMÜNE NEDEN OLABİLİR
prof. Naci Görür, sarsıntıların ardından ortaya çıkacak tonlarca atığın nereye gömüleceğini veya nasıl geri dönüştürüleceğinin planlamasının yapılması gerektiğini, Maraş ve Gaziantep depremleriyle birlikte milyonlarca ton atığın ortaya çıktığını vurguladı. Bunlar inşaat atıkları. Bu çöplükte her türlü ekipman var. Bu maddelerin ayrışması havayı, toprağı, yeraltı sularını, gölleri ve akarsuları kirletir. İstanbul’un başına bir şey gelebilir. Bu çok değerli. Salgınlara ve sağlık sorunlarına neden olur. Bu atık ve molozları usulüne uygun bir şekilde bertaraf etmezseniz, uluslararası standartlara uygun bir şekilde bertaraf etmezseniz, bu atıklar uzun vadede insanların en az beyin sarsıntısı kadar hastalıktan ölmesine neden olabilir. Bu işin bir anlamı yok. Bu nedenle en büyük çevre katliamına ve felaketine neden olabilir. Bunun için yapmamız gereken, deprem gelmeden önce bu atıkların ekonomik olarak geri kazanılmasına yönelik hazırlık yapmak ve bunları nereye gömeceğimizi, nereye atacağımızı, nasıl bertaraf edeceğimizi ve bertaraf edeceğimizi sağlamamız gerekiyor. özellikle geçirimsiz membranlarla sarılarak özel bir forma sokulur. İleriyi düşünmeli ve ileriyi planlamalıyız. Belediyelerle, yerel yönetimlerle ve halkla birlikte bu işi hızlı bir şekilde yapabiliriz” dedi.
7.4 BEDEN ERZİNCAN-BİNGÖL KARLIOVA ORTASINDA BEKLİYORUZ
prof. Dr. Naci Görür, Türkiye’yi 20 yılda depreme dayanıklı hale getirme konusunda öncelikli iller sıralayarak, depreme dayanıklı hale getirebiliriz. Tüm Türkiye’yi darbelere dayanıklı hale getirebiliriz. Erzincan’ın ortasında, Bingöl-Karlıova’da büyük bir deprem bekliyoruz. Son sarsıntı 1790’larda oradaydı. 7.4 büyüklüğünde bir sarsıntı bekliyoruz. Bingöl Karlıova ile Bingöl Göynük arasında 7.2 büyüklüğünde deprem meydana gelebilir. Güneydoğu Anadolu’da, özellikle Adıyaman ve Hakkari’nin ortasında, bu bindirme kuşağında bir miktar sıkışma olmuş olabilir. Bunun nedeni son sarsıntılar olabilir. Onlarla ilgilenmeliyiz. Son zamanlardaki sarsıntılar nedeniyle levha içindeki faylarda yani Anadolu levhasında bazı hareketler olmuştur. Bundan dolayı örneğin Adana ve bunun yanında Sivas ve Kayseri bölgelerinde biraz daha özen gösterilmelidir. Burada titremeyi dirençli hale getirme çabalarının özenle yapılması gerektiğini söyledi.
EGE BÖLGESİ GÜÇLENİYOR
prof. Dr. Naci Görür de Ege bölgesinde hareketlilik olduğunu, Ege Bölgesi’nin her zaman gergin olduğunu belirtti. İzmir ve çevresinde, Muğla ve Antalya’nın ortasında olduğu gibi, Kıbrıs’ın özellikle Afrika levhasının Anadolu levhasının altına dalma-batma etkisi sonucu bu Helenik Kıbrıs yayında bir miktar hareketlilik var. Bu son büyük sarsıntılar nedeniyle gerilim dağılımı yer yer değişmiş olabilir. Yerel yönetimler, merkezi yönetim ve halk bu Maraş ve Gaziantep sarsıntılarıyla yüzleşmek zorundadır. Neyi yanlış yaptık, neyi yapmadık? Bunu sorgulaması gerektiğini söyledi, “Biz neden yapmadık? Hatalarından dersini bu depremden çıkarsın ki biz de ülkeyi bir şoka hazırlayalım.”
Prof. Dr. GÖRÜR’DEN ZELZELE PARK ÖNERİSİ
prof. Naci Görür, yıkılan binaların bir kısmının olduğu gibi korunarak geleceğe aktarılması gerektiğini belirtti. Dr.Gördüğünüz gibi sallama parkları sadece çocukların oynaması için değil bu tür kemikleşmiş kalıntıları,definleri,depremde yıkılan binaları olduğu gibi korumak ve çevresini parka çevirip oraları gezmek için yapılmalı ve insanlar gitmemeli. Bu sarsıntının ciddiyetini unutun. Bu da halkı eğitmek ve bilinçlendirmek açısından değerli bir nokta” dedi.